Saç dökülmesi, günümüzde kadın ve erkeklerin ortak problemlerinden biri haline geldi. Dökülen saçların yerine yenilerinin çıkıp çıkamayacağı ise en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Kimileri bitkisel yağlardan medet umarken, kimileri de bilimsel tedavilere yöneliyor. Gerçekten saç çıkaran bir şey var mı?
Dökülen saçların yeniden çıkmasını sağlayan bilimsel yöntemleri, işe yaradığı sanılan ama aslında etkisiz olan mitleri ve saç çıkarmakla ilgili doğru bilinen yanlışları detaylıca inceleyeceğiz. Konuya sadece “çözüm var mı” gözlüğüyle değil; aynı zamanda “hangi çözüm kimler için etkili olur” sorusuyla yaklaşacağız.
Saç dökülmesi bazı kişilerde geçici olabilirken bazı bireylerde kalıcı hale gelebilir. Bu noktada en kritik faktör, saç köklerinin hâlâ canlı olup olmadığıdır. Saç kökleri tamamen işlevini yitirmemişse, doğru yöntemlerle saç yeniden çıkabilir. Ancak saç kökü ölmüşse yani artık üretim yapmıyorsa, yeni saç oluşması mümkün değildir. Bu yüzden saç dökülmesinin türünü ve nedenini bilmek oldukça önemlidir.
Saç dökülmesinin altında yatan sebepler; genetik, hormonal, çevresel ya da yaşam tarzına bağlı olabilir. Genetik dökülmelerde saç kökleri zamanla zayıflar ve üretimi bırakır. Ancak erken dönemde müdahale edilirse kökler canlandırılabilir. Öte yandan stres, beslenme eksiklikleri veya mevsimsel geçişler gibi geçici durumlarda saç dökülmesi büyük oranda geri döndürülebilir. Bu gibi durumlarda saç kökü yapısı bozulmamıştır, yalnızca “dinlenme evresi”ne girmiştir.
Saç çıkışının yeniden başlayabilmesi için şu koşulların sağlanması gerekir:
Her saç dökülmesi için aynı çözümün işe yarayacağını düşünmek yanlış olur. Çünkü her bireyin saç yapısı, genetik mirası ve yaşam alışkanlıkları farklıdır.
Bilimsel çalışmalarla etkinliği kanıtlanmış bazı yöntemlerle saçların yeniden çıkması sağlanabilir. Ancak bu yöntemlerin etkili olabilmesi için doğru kişiye, doğru zamanda uygulanması gerekir. Bilimsel olarak saç çıkışını desteklediği bilinen bazı tedaviler şunlardır:
PRP, kişinin kendi kanından elde edilen plazmanın, saçlı deriye mikro enjeksiyonlar şeklinde uygulanmasıdır. Plazma, büyüme faktörleri açısından zengindir ve saç köklerini canlandırıcı etkisi vardır.
Saç derisine vitamin, mineral, aminoasit ve özel karışımların mikro iğnelerle enjekte edilmesidir. Deri altına doğrudan ulaşan bu içerikler, kökleri besler.
Minoxidil, saç köklerinin yeniden büyümesini destekleyen FDA onaylı bir topikal ilaçtır. Günde iki kez uygulanır. Kadın ve erkekler için farklı formülasyonları vardır.
Sadece erkek tipi saç dökülmesinde kullanılan bir ilaçtır. Vücutta DHT adlı hormonu baskılayarak saç köklerini korur. Sadece doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Kadınlara önerilmez. Ciddi hormonal etkileri olabilir.
Düşük düzey lazer teknolojisi, saç köklerini uyarır ve hücre yenilenmesini artırır. Genellikle ev tipi cihazlarla veya kliniklerde uygulanır.
Piyasada “saç çıkarır” iddiasıyla satılan birçok ürün ve yöntem bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu bilimsel temele dayanmaz. Bu yüzden saç dökülmesi yaşayan bireylerin yanlış yönlendirmelere kapılmaması gerekir. En yaygın saç çıkarma mitleri şöyledir:
Sarımsak, antibakteriyel özellikleri sayesinde saç derisindeki mikropları temizleyebilir. Ancak saç çıkardığına dair net bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca doğrudan uygulanması ciltte yanmaya ve tahrişe neden olabilir.
Soğan suyu saç derisindeki kan akışını artırabilir. Ancak tek başına saç çıkarması mümkün değildir. Bazı kişilerde alerjiye neden olabilir.
Biberiye yağı, hindistancevizi yağı, argan yağı gibi doğal yağlar saç derisini besleyebilir. Ancak saç çıkışını sağladıkları yönünde bilimsel veriler sınırlıdır. Yağlar destekleyici rol oynar, fakat ana tedavi yerine geçemezler.
Bu tamamen yanlıştır. Tıraş olmak saç köklerinin yapısını etkilemez. Saç uzama hızı ve yoğunluğu genetik faktörlere bağlıdır.
Piyasada saç çıkarma iddiasıyla satılan birçok şampuan vardır. Ancak şampuanlar saç köklerine derinlemesine nüfuz edemez. Bu ürünler dökülmeyi azaltabilir, fakat tek başına saç çıkartamaz.
Saç sağlığı doğrudan vücutta bulunan vitamin ve minerallerle ilgilidir. Özellikle aşağıdaki vitamin eksiklikleri saç dökülmesine neden olabilir:
Vitaminlerin eksikliği saç köklerinin yeterli besini alamamasına ve dökülmeye yol açar. Basit bir kan tahliliyle bu eksiklikler tespit edilebilir.
Saç kökleri, uygun tedavi ve destekle yeniden aktif hale gelebilir. Ancak bu her durumda geçerli değildir. Kökün tamamen tahrip olması durumunda canlanması mümkün değildir. Aksi halde PRP, mezoterapi, lazer tedavisi gibi uygulamalarla saç kökleri tekrar üretken hâle getirilebilir.
Doğrudan saç çıkarmasa da saç derisini besleyerek saç sağlığını destekleyen bazı doğal yağlar şunlardır:
Yağlar destekleyicidir, fakat tek başına saç çıkarmazlar.
Saç dökülmesini önlemek için bütüncül bir yaklaşım gerekir:
Ayrıca erken dönemde başlanan medikal tedaviler dökülmeyi durdurmada daha başarılıdır.